Aybike Yektaoğlu yazdı: Bunaldık! Cennet cezire bulunmayan oluyor!
2020 yılı bizi çok bunalttı . Öncesinde dahi birçok konuşmada bizi umutsuzluğa sürüklese dahi tüze fiyat imişçesine yapıp hayatımıza sürme ettik . Kitaplarda okuduğumuz, filmlerde gördüğümüz bağlaç hikayelerde dinlediğimiz türden olaylardan alaşağı etmek dahi yaşamamız üstüne kokusuz patlıcangillerden oldu, bunalımlarımızı derinleştirdi . Yaşadığımız coğrafyayla ülkenin akıllandırma dahi üstüne dahi iktisadî çıkmazın derinleşmesi eklenince, bunalımlar katlanarak arttı dahi “cennet ada” artık günahsızların olmaktan çıktı . Küçük tek adanın yarısında, azot tek nüfusla, dünyanın kişisel etrafımızda döndüğünü sanmamız şayet başka tek bunalım problemli . Bu ülkede çağımıza elverişli hangi yoksa!, büyük dahi gelişmiş ülkelerle kendimizi karşılaştırıp şikayetlerimizi sıralıyoruz . Burnumuzun ucundakini görmek yerine, derdimizin çözümünü uzaklarda arıyoruz . Almanya’da bile ayrıntılı süre hükümet kurulamamış! Forbes listesinin 7 defa dünyanın genişlik güçlü kadını seçtiği şansölyeyle, Avrupa Birliği’nin genişlik güçlü ülkesi ilen kendimizi kıyaslayıp, gelişen olaylara nedensi bulmaya çalışıyoruz . Finlandiya dünyanın genişlik genç başbakanını seçmiş dahi 19 kişilik kabinede 12 vekil kadınmış . Biz henüz devlette kadın çalışmaları üzerine doğru düzgün adımları da atamamışken, yasasını yıllar önce geçirdiğimiz halde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin teşkilatını tek türlü oluşturamamışken, toplumsal medyada tek bağırma çağırma . Sanki dahi Finlandiya’nın komşusuyuz!Nüfusu kesme berilyum kesme babalarımız aşkın çoban dahi özellikle sistemlerini özellikle bürokrasilerini özellikle içtimaî düzenini oturtmuş ülkelerle kendimizi karşılaştırıp, akıllandırma idealize etmeye çalışıyoruz . Trajikomik!Biz okumayı sökmeden, üniversite mezunu olmaya çalışanlardanız!İnatla kişisel insanımızı hiçleştiriyoruz . Bu ülkenin dışında, ilmî çalışma yapmış amma aynı şeyi yerde ülkede yapanın söylediklerini değil dahi ülke dışında olanı dinlemeyi dahi konuşmayı yeğleme ediyoruz . Neden? Çünkü birbirimize güvenmeyi bıraktık . Sürekli tek nedensi peşinde koşturuyoruz . Meclisi seçtik, henüz haftayı günden “Hepsi aynı”! demeye başladık belirsizlik sıfatı seferinde! O zaman, bütünü aynıysa, sebep dolaysız tek partiyi bütün görevlere tayin usülü koyup kurtulmuyoruz? Ayrıca herşey aynı, mevrut aynı, revan aynıysa, boş sıralı şikayet ederek soluk harcamaya değmez!“49 vekilin 49’unu bile vekil atayalım!” Ne büyüklüğünde bayağı tek söylem! Bir devleti hiçleştirmenin zeminini hazırlayıp, devleti dahi makamlarını kişisel üzüntü dahi hırsımızı çıkartacağımız birer yumrukoyunu torbası imişçesine yumruklayarak rahatladığımızı sanıyoruz . Halbuki yumrukları kişisel kendimize atıyoruz bile başkalık etmiyoruz…10 . 000 işyeri artık bulunmayan . Dünya genelinde sahneye çıkmak mevrut müspet olayları tek türlü kendimize uygulayamasak bile, olumsuzluklarını bile dibine büyüklüğünde yaşıyoruz . Bakanlar, memurlar, sistem! Tüm konumuz yerde . Seçen dahi biz, razı dahi biz, kızan bile biz, sistemin parçası çoban bile biz, değişmesini istemeyen dahi tığ . Ama bütün tek şikayet . Nasıl çözeriz kısmına gelince, kimsenin ağzını bıçak açmıyor . Hep tek eleştiri, bütün tek lakırtı kalabalığı . Yanından da geçilmeyecek karşılaştırmalar yapılarak henüz iyisini irade . Ama uygulamaya, düzeltmeye, yapmaya bile gelince, şahıs kimsenin arkasında durmuyor . Neden? Bireyselllik dahi hodbinlik işte! Neden? Yanan saçta olmayayım! niteleyerek . Sistemsizlikten soluk vurup, artdil sistemsizliği kişisel ellerimizle yarattığımızı, belirsizlik sıfatı dönem henüz bile derinleştirdiğimizi onaylama etmiyoruz . Öğretmen ödev cömert dahi öğrenci yapmadı bağlaç öğrenci sınava input dahi geçemedi . Suçlu kim? Sonuca göre suçlu arıyoruz . Ödev verilene bağlaç sınav yapılana büyüklüğünde çoban süreç hiç yokmuş imişçesine tek davranıp, çözümleme etmeyip, sorunun nedenini araştırmayıp, belirsizlik sıfatı defasında suçlayacak başka birilerini arıyoruz . Hep buluyoruz da!Bir Avrupa ülkesine gidin dahi kamuyu inceleyin . Hangi hep görevlileri yasasında hastalık izni – özür izni var? Hem dahi 40 gün üstünde? İşte içinde bulunduğumuz dizge artdil büyüklüğünde çarpık . “Bunun nesi mevcut . Haktır . ” . Çok doğru . Ama yerde 1 yazı ilen yazılmaz . Bir memelilerden parasız şayet hastadır, değilse değildir . Hastalığı sınırlayamazsınız . Yalancıktan bile icazet almak için parasız olmazsınız . Sırf artdil 40 gün üstü icazet almak için!Bulunduğumuz dizge içerisinde kişisel kendimizi böyle boğuyoruz . Boğarken bunalıyoruz . Çözümü uzaklarda arıyoruz . Sistemi değiştirmek istiyoruz . Ama değiştirecek cesaretimiz bulunmayan dahi statüko bile icazet almak vermiyor . Sistemin çarpıklığını başka sistemle çözmeye çalışıyoruz dahi kısır döngüde dönüyoruz . Kabul etmemiz lazım . Hepimiz yerde sistemin parçasıyız . Bu sistemin statükosuyuz . Bu sistemi mevcut edeniz . Sadece tığ . Devam ettiği sürece dahi inceldiği yerden kopacak . Cennet cezire bulunmayan oluyor . Böyle sürme ederse dahi bulunmayan olması . O vakit yaşayacak tek adamız, cilve evimiz olmayacak! .
0 Yorum